| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | stick up for v. | savunmak | ||
|
Thank you for always sticking up for me when necessary. Gerektiğinde her zaman beni savunduğun için teşekkürler. More Sentences |
||||
| General | stick up for v. | desteklemek | ||
|
I will never forgive you because you did not stick up for me at the meeting. Toplantıda beni desteklememen nedeniyle seni asla affetmeyeceğim. More Sentences |
||||
| General | stick up for v. | tarafını tutmak | ||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | stick up for v. | hakkını savunmak | ||
| Anglais | Turc | |
|---|---|---|
| Phrasals | ||
| Phrasals | stick up for (oneself) v. | (kendini) savunmak |
| Phrasals | stick up for (oneself) v. | kararlarının, yaptıklarının, fikirlerinin arkasında durmak |
| Phrasals | stick up for (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) savunmak |
| Phrasals | stick up for (someone or something) v. | (birinin/bir şeyin) arkasında durmak |
